Mutlu olmak çok değişik bir duygu gerçekten insanın içindeki bıcırık çocuk hop hop oynuyor, kah kah gülüyot, zıp zıp zıplıyor…

İşte benim mutluluk tarifim. Cuma günü başıma gelen en güzel şey izin almak oldu hem de tam güvenle, hiç aklım kalmadan. Ve yavaş yavaş içimin açılışı çok güzeldi. Meğersem üzerimde fark etmediğim bir şeyler varmış o kalkıvermiş.

Öce harika cumartesiden başlayayım. Sabah kalkıp ilk iş ekinoks meditasyonu öncesi hazırlayacak kısa ama etkili bir yin akışıydı… ONu hazırlayıp, yapıp kenara koyduğumda oyun oynayan bir çocuğun legolarını kenara kaldırışından farksızdı.

Sonra bitanecik ablişim geldi kahvaltı edip onunla hastaneye gitmek üzere yola çıktık. İşte yolda başladı zıp zıp zıplamalarım!!! Tatildeyim ben!! Bundan sonra heeep tatildeyim. Dolmuş güzel, yol güzel, hastane bile güzel. Sonra hastanede bir teyzenin karşısına oturduk ben tabi yine yerimde duramıyor heyecanla XRF tabancadan bahsediyorum. Ah ne güzel oyuncak diye:)) Karşıdaki teyze coşkuyu izliyor, izliyor ve konuşmaya başlıyor. Ablama beni göztererek diyor ki “bu pek yaman, erken gider” gülüyoruz haliyle… Sen öyle değilsin diyor bak gözlerine cıvıl cıvıl diye, ablam lens teyze gözleri dese de pek duymuyor teyze hala gözleri çok güzel diyor:) Ah ne tatlı teyzenin kendisi de güzel, elleri fizik tedavi olsun diye gelmiş. Belli çok çalışmış, çok yorulmuş o eller, canım teyzem canını dişine takmış hizmet etmiş kocasına, hasta oğluna bakıyormuş. İçimde şefkat gözümde yaş oluyor ama gülüyoruz teyzeyle çünkü aslında mutluyuz. İyi insanlar var diyor teyze, iyi insanları konuşuyoruz. Ablam doktorun yanına gidiyor. Ve iyi insanları konuşmaya devam ediyoruz teyzeyle…Teyze de iyi insan, bakışıyoruz, sarılıyoruz. Ablacığıma da şifa diliyor ve ayrılıyoruz. Teşekkür ediyoruz teyzeye…

Güzel ablamın burun ameliyatı olması gerekiyor. Çok iyi gelecek ona biliyorum çünkü nefes an, nefes denge, nefes hayattır. Nefes alsın istiyorum o da. En az benim kadar derin, benim kadar dopdolu nefes alsın… Korkma diyorum ona eve yürüyoruz. Tam çocuk, tam kardeş oluyorum onun yanında. En güzel, en keyifli halim geliyor ama bir yandan da yardım edeyim istiyorum, sevgimi gönderiyorum yanıbaşımdaki güzel ruha ve eve dönüyoruz.

Odama girip ertesi gün için hazırlıklara devam ediyorum. Hazırlandıkça kendimi kaptırıyorum… Oyun oynuyorum aslında yalnızca. Yazıyorum, çiziyorum. Arada keyifle yemek yiyor tekrar devam ediyorum. Yine su içmeyi unutuyorum. Telefonlar çalıyor arada dostlarla konuşuyor; devam ediyorum… Devam ettikçe mutlu oluyorum..

Gece ikiye geliyor saat ooo yerlerde onca saat su gibi akıp gitmiş. Oyuncakları topluyor ve yatıyorum. Siyatiğimi hatırlıyorum önce ama onu hissetmediğimi fark ediyorum. Yatağa girip uzanınca fark ediyorum bedenim çocuk halime henüz tam alışamamış:))) Gülüyor deniyorum… Uykuya dalmam dördü buluyor, biraz da heyecanlı mıyım ne! Dörtte mışıl mışıl uykuya dalmışken Şantiko geliyor oyun oynamaya, kızım ne güzel dalmışım şimdi uyuyalım diyorum. O an gerçekten ne güzel, ne tatlı bir uykuda olduğumu fark ediyorum… Fark edip uykumu seviyorum.. Uyumu sevmek gülümsetiyor. Gülerek uyuyorum…

Ve gülerek ama biraz hızlı uyanıyorum. Annem kuymak yapmış:)) İkinci denemesi, bu sefer olmuş ama soğutmamak lazım… Hooop kalktığım gibi gözüm görmüyo elimi yıkayayım demeden masa başında buluyorum kendimi.

Çok ama çok keyifle yiyoruz ailecek… Ailecek yiyince daha bi tatlı oluyor. O arada zaman naıl geçiyor bilmiyorum ama heyecanlı ve workshop zamanı geliyor… Evden çıkıyor fotokopi yapılacak papirüslerimi (el yazması diyorum onlara:))) bilgisayarı açmayayım diye elde yazmaya karar verdiğim workshop notları. içim öyle ısınıyor ki onlara, seviniyorum…

Evrencim kapıda bekliyor ve fotokopiye yola çıkıyoruz. Yetişememe kaygımı atmış buluyorum kendimi, ona kızmıyorum, kendime kızmıyorum… Teşekkür ediyorum, kapısı açık ama fotokopi makinesi kapalı olan amcaya çıkıyorum, başkasına yol almak üzere… Ve en güzel fotokopici, makinesinini üzerinde kedi uyuyandır diyor, fotokopileri hallediyoruz.

Workshopu yarın anlatmak üzere.. Ya da kendime saklamak üzere:))  workshopa başlıyoruz..

Gelen herkese, kalbi orda olan herkese, saatlerce dua eden anneme, tüm yoga hocalarıma, biricik İlkokul öğretmenim, Pınar hocama ve bana öğreten tüm deneyimlerime ve elbette de çok ama çok değerli hocam Paul Grilley’e teşekkür ediyorum… Güzel DVDsi, eğitimi ve bana kattıkları için. Belki de onlarca kez dinlediğim dvdyi gerçekten anlamış olduğumu ben de şimdi fark ediyorum…

Tüm kalbimle hepinize teşekkür ediyorum NAMASTE!!